İHRAÇ KAYITLI TESLİMLERDE İHRACATIN MÜCBİR SEBEPLERLE GERÇEKLEŞMEMESİ | Nurullah Tosun
16.01.2018
İHRAÇ KAYITLI TESLİMLERDE İHRACATIN MÜCBİR SEBEPLERLE GERÇEKLEŞMEMESİ

 İmalatçı tarafından 3065 sayılı KDVK’nun 11/1-c maddesi kapsamında, ihracatçıya yapılan yurtiçi satışın, ihracatçı tarafından üç ay içinde yurtdışı edilmesi yasa gereğidir.

Ancak gerek yurtdışındaki firmanın malı almaktan vazgeçmesi gerekse bazı aksaklıklar nedeniyle, yurtiçinde ihraç kayıtlı olarak satışı yapılan malın üç ay içinde ihracatı gerçekleşememekte ve imalatçıya iadesi söz konusu olabilmektedir.

Böyle bir durumda eğer mücbir sebep yoksa ve imalatçı açısından tecil edilecek KDV söz konusu ise tecil olunan KDV gecikme zammı ile beraber vergi dairesince tahsil edilir. Mücbir sebep varsa, 4842 sayılı kanunla c bendine eklenen hüküm gereği ilgili dönemler için KDV gecikme zammı yerine tecil faizi ile birlikte tahsil olunur. Yine aynı Kanunun c bendinin sonuna eklenen maddeyle; ihracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi durumunda bu sürenin dolmasından itibaren on beş gün içinde başvurulması ve bakanlığın uygun görmesi şartıyla üç aylık ek süre verilebilmektedir. İhracatın bu ek süre içinde gerçekleşmesi durumunda herhangi bir cezai işlem söz konusu olmayacaktır.

Mücbir sebep halleri Vergi Usul Kanunu’nun 13.maddesinde sayılmıştır.

- Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk.

- Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler.

- Kişinin iradesi dışında vukua gelen gaybubetler.

- Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elden çıkmış bulunması.

İhraç Kaydıyla Teslimlerde Tecil-Terkin Uygulaması KDV Uygulama Genel Tebliğinin II-A/8. Bölümünde ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Buna göre;

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi gereğince; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV, ihracatçılar tarafından ödenmez.

Bu kapsamda yapılan teslimlerle ilgili olarak düzenlenen faturaya;

"3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden, KDV tahsil edilmemiştir." ifadesi yazılır.

Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.

Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.

İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.

Bu açıklamalar çerçevesinde;

1-İmalatçı Hakkında Yapılacak İşlemler (Satıcı)

İhracatçıların ihraç kaydıyla aldıkları malları hiç ihraç edememeleri ya da süresinden sonra ihraç etmeleri durumunda, ihraç kaydıyla yapılan teslim mahiyet itibariyle yurtiçi mal teslimine dönüşür.

Bu durumda, ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan ve tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte imalatçıdan daha önce beyan edilen KDV tahsil olunur.

Ancak, ihraç kaydıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde tecil edilen vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil olunur.

Bu durumda satıcı daha önce beyan edilen ancak ihraç kayıtlı satış kapsamında tecil edilen KDV’ni tecil faiziyle (Mücbir sebep varsa) birlikte ödemekle yükümlüdür. Ancak satıcı (imalatçı) tahsil etmediği KDV için İhracatçıya rücu hakkı mevcuttur.

2-İhracatçının Yapacağı İşlemler (Alıcı)

İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının gerçekleşmemesi üzerine imalatçının ödediği vergi için ihracatçıya rücu etmesi halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ilişkin hesaplanan KDV, ihracatçı açısından ihracatın gerçekleşmesi gereken sürenin (ek süre verilmişse bu süre) sonu itibariyle indirilebilir hale gelmektedir. Bu kapsamda, ihracatçının süresinde ihraç edemediği mallara yönelik olarak imalatçıya ödediği KDV'yi en erken ihraç süresinin (ek süre verilmişse bu süre) sona erdiği tarihi takip eden günün dahil olduğu dönem içinde ve nihai olarak o dönemi kapsayan takvim yılı içerisinde indirim konusu yapması mümkündür.

Buna göre Alıcı ancak kendisinden daha önce tahsil edilmeyen KDV’sini imalatçıya daha sonra ödediğini tevsik etmesi halinde indirim konusu yapabilecektir.

Yanan Malların Alışında Ödenen KDV’nin Durumu

Bu konuda 57 sıra numaralı KDV Sirkülerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. Bu açıklamalar da dikkate alındığında;

KDV sisteminde alış belgelerinde gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine dayanmaktadır. 1 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir katma değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesinin, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracağı; bu nedenle, Kanunun 30/c maddesi uyarınca, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği belirtilmiştir.

Öte yandan aynı bentte, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine olanak tanınmaktadır.

Örneğin; sel felaketi nedeniyle bir şirketin deposunda yer alan malların zayi olması veya Maliye Bakanlığınca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yerde olması koşuluyla, yangın nedeniyle malların kullanılamaz duruma gelmesi halinde bu mallara ilişkin yüklenilen vergiler indirim konusu yapılabilecektir.

Buna karşılık Maliye Bakanlığınca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilmediği sürece, yangın sonucu zayi olan mal nedeniyle yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Örneğin, ithal edilen malların depolandığı antrepolarda çıkan yangın sonrasında Maliye Bakanlığınca mücbir sebep ilan edilmediği takdirde zayi olan malların ithalinde ödenen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle ihraç kaydıyla satın alınan ancak yangın nedeniyle ihracı gerçekleşemeyen mallara ilişkin KDV imalatçıya ödenmiş olsa dahi indirim konusu yapılamayacaktır.

Ayrıca yanan malların değer düşüklüğünün tespiti için Takdir Komisyonu Başkanlığına başvurularak değer tespiti yapılması zorunludur.

Yangın, deprem, su basması gibi tabii afetler nedeniyle malların değerlerini kısmen ya da tamamen kaybetmeleri durumunda değeri düşen malların emsal bedel ile değerlenmesi gerekmektedir. Bu durumda 267. maddede belirtilen sıralardan en uygunu takdir esasıdır. Malın emsal bedeli, takdir komisyonu tarafından belirlenecektir. Malları değer kaybına uğrayan mükellefler, Gelir veya Kurumlar Vergisi yönünden yanan mallara ilişkin zararı ancak takdir komisyonunun alacağı karar uyarınca gider yazabilirler.

Bilgilerinize sunarız.